30 Aralık 2016 Cuma

Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-96



Celal ÇELİK ’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi yorumlarını yayınladığım yazı dizisini, sevgili Celal ÇELİK’in tüm yazılarını gözden geçirerek kısa ve öz olarak sizlere sunmaya devam ediyorum.



Yol  o dur ki, Hak'ka vara




İsteyen bir yolunu bulur, istemeyen de bir bahane!

Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerim’inde yetmişten fazla ayette, biz kullarına namazı emrediyor. Evet emir; tavsiye veya rica değil...

“Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, peygambere itaat edin ki size merhamet edilsin.” (Nur suresi, 56. ayet)

Peygamber Efendimiz SAV mahşerde kulun ilk sorgusunun namazdan olacağını bildirmiştir. 

Namaz kılmamak için nefsimiz -şeytanın teşvikiyle- çok vesvese verir. Evet, uyanık olacağız, o -kötülüğü emreden- nefsi dinlemeyeceğiz.

Sevgili Mevlevi yazar Hayat Nur Artıran hocamız nefsi ateşe benzetmiştir. Yani onu kontrollü kullanmamız gerek. Ateşi kontrol edemezsek ısınırken veya çay demlerken evi yakarız... 

Mesela, acıktığımızda nefis beyne bir sinyal gönderir; hadi acıktım ya. Biz kontrol altında tutmazsak nefsin esiri olur, yedikçe yer ve çok kilo alırız, tembelleşiriz ve ibadet yapmak zor gelir. 

Hayat Nur Artıran hocamız bir sohbetinde de, insan nefsini bir bineğe benzetmiştir. Nefsin her istediğini yaparsak, zamanla ona esir oluruz, diye açıklamıştır.

Nur hocamız, aslında Nasrettin hocanın eşeğe ters binmesini de, bu manada anlamamız gerekir, dedi. Eşeğe ters binmek, nefis bineğinin isteklerine uymamayı temsil ediyor.

Yani kısacası, şeytandan ders alan o kötülüğü emreden nefsi dinlemeyeceğiz. Çünkü, o huzurdan kovulan kibirli şeytan, bizi ibadetten uzaklaştırmak ister .

Evet dinlemeyeceğiz, nefis çok bahaneler üretir. Vaktim yok, şimdi işim var, işyerinde hoş karşılanmaz, namaz kılacak yer yok, hergün beşer defa kılmak usanç veriyor...

Eğer insanın güçlü bir imanı varsa, bahane üretmek yerine çözüme odaklanır.

Muhabbet Selam Vermekle Başlar

Youtube’daki bir sohbette hocanın birisi şöyle bir anı anlatıyordu:

Geçen yaz bir yere gidiyoruz. Trafik sıkıştı, durduk. Baktım bir amca iki yolun ortasındaki çimleri biçiyor. Camı açtım, Selamünaleyküm amca, dedim.

Aleykümselam, dedi. Nasılsın, iyimisin, dedim. Sağol da çıkaramadım, dedi.Gülerek dedim ki, ben seni tanıyorum. Anamız Havva, babamız Adem, dinimiz, vatanımız, dilimiz bir ... vs.

Adam gülümsedi, trafik açılana kadar epey sohbet ettik. Görseniz adam nerdeyse evine yemeğe çağıracak.

Milletimiz aslında muhabbet istiyor. Muhabbeti kurmanın başlangıcı selam vermektir. Bu medeniyet tüm dünyada bencillik ve soğukluğu yaymış.

Evet dostlar, hergün yüzlerce ölüm haberi görüyor, okuyoruz. Artık silkinip kendimize gelelim mi? 

Ölüm bu kadar yakın, bugün ölsek yarın toprak altındayız.

Bu dünya kısa ve fani. Aldanmayalım...

Ömür seryamezi boş işlerle tüketmeyelim...



        Şimdi de Yunus Emre’ye kulak verelim:


 Ben gelmedim dava için,

Benim işim sevgi için

Dost'un evi gönüllerdir,

Gönüller yapmağa geldim

***

Gelin tanış olalım,

İşi kolay kılalım,

Sevelim sevilelim,

Dünya kimseye kalmaz

Sevgili Celal ÇELİK’in yazılarından özetleyerek yukarıda sunduğum yazı ışığında aşağıdaki sonuçlara ulaşmamız mümkün olabilir:

1-Namaz ibedetlerin önemlisi ve en başta gelenidir.

2-Şeytan her ibadeti ve her iyi işi engellemek ister.

3-Nefisler şeytanın temsilcisidir. Bu yüzden nefis insanı her zaman kötülüğe sevk eder.

4-Aklımızla ve imanımızla nefsimizi kontrol altına almalıyız.

5-Selam insan olmanın ilk anahtarıdır.

6-Önce selam gelir,sonra kelam (söz) gelir.

7-Dostluklar ve muhabbet selam vermekle başlar. Selamı aramızda yaygınlaştırılmalıyız.

9-Selam İslam dininin şifresidir.

10- Selam güvenli yaşam ve barış demektir.

11-Büyük Tasavvuf şairimiz Yunus Emre bizi, biz yapan en büyük değerlerimizdendir.

12-Sevginin dışında kalan kötü şeyleri içimizden atalım. Bütün Millet bir olalım inşallah....
(Devam edecek)

Efkan Vural

 
Bu yazı aşağıdaki sitelerde yayınlanmıştır:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder