30 Aralık 2016 Cuma

Her şeye rağmen yaşamak çok güzel-59




Celal ÇELİK’in hayata dair, ahlaki, dini ve felsefi yorumlarını yayınladığım yazı dizisini, sevgili Celal ÇELİK’in tüm yazılarını yeniden gözden geçirerek kısa ve öz olarak özet şeklinde sizlere sunmaya devam ediyorum.

Allah’ın Kudreti

Hayal edin, yüzyıllar önce yaşayan cahil bir kimse, bu yüzyıla geliyor ve evimize misafir oluyor. Diyelim ki salonda oturuyor. Oturduğu yerden mutfak görünüyor. Ve çalışmakta olan elektrik süpürgesini görüyor. Ama sadece süpürgenin borusunu görüyor. Düşünün süpüren kişiyi görmüyor.

Hayali bu kişiye sorsak ne oluyor orada diye; bize der ki, biri yerdeki pislikleri temizliyor. Süpürgeyi getirip göstersek ve sorsak, bu boru yapıyor olmasın?

Olur mu? Bu temizliği yapan bu olamaz, çünkü hayat sahibi olması lazım. Kudret sahibi olması lazım. İlim sahibi olması lazım. İrade ve hikmet sahibi olması lazım. Bu borunun ilmi yok ki nasıl temizleyeceğini bilsin. İradesi yok ki temizlik yapmayı seçsin. Bu boru canlıdeğil ki gücü olsun.

Şimdi o süpürgeyi bırakıp kainatı düşünelim. Ömrünü tamamlayan yıldızlar, kara delikler tarafından aynen bir elektrik süpürgesi gibi vakumlanıyor. Atmosferimiz, göktaşlarını ve güneşin zararlı ışınlarını eritiyor.

Ben küçükken düşünürdüm. Milyarlarca hayvan var, binlerce yıldır ölen hayvanların cesetleri nerede acaba? Denizde et yiyen balıklar, karada ise akbabalar, kartallar, solucanlar, karıncalar, kurtlar gibi hayvanlar temizlik işçisidir.

Ve toprağın yüzeyinde yapraklar ve koku yapan atıklar, dönüşüm makinesi gibi toprağa karışır. O çirkin görünüşlü gübreler ve yaprak kalıntıları bir dahaki senenin çiçek ve meyveleri olur.

İnsan vücudunda da alyuvarlar ve akyuvarlar, hücreler içindeki atık maddeleri dolaşarak temizlerler. Aynı bir çöp arabasının bütün sokaklardaki çöpleri toplaması gibi. Ve aldığımız nefes, kandaki karbondioksiti dışarı atarak kanımızı temizler. Soluduğumuz havayı da ağaçlar fotosentezle temizler.

Bir arkadaşım Dikmen’de oturuyor. Akşamları Kızılay’a bakıyor. Egsoz gazlarıyla Kızılay’ın üstünü kara bir duman kaplarmış. Sabah namazında yine camdan bakarmış. Pırıl pırıl gökyüzü, yıldızlar görünürmüş. Rüzgar, geceleri şehrin üstündeki havayı temizliyor. Yağmur, her canlının su ihtiyacını karşılaması yanında aynı zamanda sokakları, bitki ve ağaçları yıkar, temizler.Kainattaki bu temizliğe binlerce örnek verilebilir.

Akılsız, şuursuz bir hücre, rüzgar, karınca, yağmur, kara delik, bir ağaç vs... Tabi ki böyle sistemli bir temizliği kendi başına yapamaz. Demek ki, onlara temizleyin emrini veren ve bu temizliği nasıl yapacağını öğreten biri var.

O da sonsuz ilim, kudret, hikmet, irade, merhamet, hayat sahibi Allah’tır.

Boşa geçirilen anlar

Hepimiz biliyoruz ki ölüm yaklaşıyor ve büyük bir hızla ahirete doğru gidiyoruz. Önümüzde dehşetli bir azap yurdu cehennem var. Dünyaya dalıp, ölümü ve ahireti unutup, günahlarla ibadetten uzak, ömür geçiren nice insanlarımız var.

Evet, nasıl ki karşımızda bir dostumuz veya yakınımız, diri diri alevlerle tutuşsa nasıl söndürmeye koştururuz, çabalarız, su dökeriz. Aynen bunun gibi cehennemde yanması muhtemel insanlara da öyle koşturmamız lazım...

Diyebilirsiniz evet, insanların aklı var, düşünsünler... Haklısınız, zaten biz inanmış müminlere düşen "emri bil maruf nehyi anil münker" yani iyiliğe teşvik edip, kötülükten sakındırmak ve böylece akla kapı açıp düşünmelerini sağlamak… Şeytan var, nefis var, şeytanlaşmış insanlar var, dünyanın cazibelerine çekip ibadetten uzaklaştırmaya çalışan internet, televizyon, bilgisayar, alışveriş merkezleri... vs. var.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), Din nasihattir, diyor. İnsanlar düşünsünler diye Kuran'daki ayet tekrarları bu mahiyettedir.

Ben de acizane bu mailleri ve yazıları, okuyan dostlarımız, bir anlık da olsa, dünyanın geçici olduğunuve ahireti unutmasınlar diye gönderiyorum..

Efkan Vural

(Devam edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder